Nafaka, yardıma ihtiyaç duyan kişi tarafından maddi açıdan kendisinden daha iyi durumda olan ve kendisine karşı bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan taraftan dava yoluyla talep ettiği bir miktar paradır. Nafaka alacaklısının durumuna göre nafaka çeşitleri değişmektedir.
NAFAKA ÇEŞİTLERİ
1) TEDBİR NAFAKASI
Gerek boşanma davası öncesi gerekse de boşama davası sırasında talep edilebilen nafaka çeşididir. Burada nafaka alacaklısı nafaka borçlusundan dava yoluyla mevcut ekonomik durumuna bir katkı talep etmektedir. Bu katkı ise nafaka alacaklısının ve nafaka borçlusunun maddi durumuna göre değişmekle birlikte hakimin takdir yetkisine de bağlıdır.
2) YOKSULUK NAFAKASI
Boşanma davası sona erdiğinde, nafaka almadığı takdirde yoksulluğa düşecek olan tarafa hükmedilen nafakadır. Burada yoksulluk durumu tarafların maddi durumuna göre değişmektedir ki kişinin yoksulluğa düşmesi için illa hiç bir gelir kaynağının olmaması şartı aranmaz. Medeni Kanun'a göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
3)İŞTİRAK NAFAKASI
Boşanma davası sona erdiğinde tarafların müşterek çocuk/çocukları varsa bu durumda velayet kendisinde olan taraf velayet kendisinde olmayan taraftan çocuk/çocukların bakım ve gözetimi için uygun bir miktar katkı isteyebilir. İşte bu katkı iştirak nafakası olarak adlandırılır.
4) YARDIM NAFAKASI
Yazının da amacı olan yardım nafakasına gelinecek olursa; yardım nafakası alabilmek için evli olmak yahut boşanma aşamasında olmak yada boşanmış olmak gerekmemektedir. İsminden de anlaşılacağı üzere kendisine, alt soy, üst soy ve kardeşi tarafından yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olma şartı yardım nafakası davası açabilmek için gerekli ve yeterlidir.
Yardım nafakasını, nafakaya ihtiyacı olan taraf, alt soy olan çocuklarından, çocuklarının çocuklarından ve onların çocuklarından ev bilahare alt soyundan talep edebileceği gibi üst soy olan anne ve babasından, onların anne babasından ve sonraki üst soylardan talep edebilir. Aynı zamanda şartları oluşmuşsa nafakaya ihtiyacı olan taraf, yardım nafakasını kardeşlerinden de isteyebilir.
Bu nafakanın amacı, nafaka ödenmediği takdirde nafaka talep edecek olan kişinin yoksulluğa düşmesini önlemektir. Bu açıdan bakıldığında yardım nafakasını reşit olmuş ancak bir üniversite okuyan yahut üniversite okuma hazırlığı içinde olan çocukta isteyebilir Nitekim buna yönelik olarak Medeni Kanun ''Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.'' demektedir. Buna göre çocuk bu yükümlülüğün yerine getirilmesini yardım nafakası davası ile hem anneden hem de babadan isteyebilecektir. Bu durumda ise çocuğun eğitiminin devam etmesi gerekmekte ancak illa bir üniversite okuması gerekmemektedir. Üniversite hazırlık sürecinde olduğu dönemde de gerek annesinden gerekse babasından yardım nafakası talep edebilecektir.
Yardım nafakasının alınması konusunda Yargıtay'ın önüne gelen uyuşmazlıkta Yargıtay; ''Eğitimine 1) devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne ve babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Görüldüğü üzere davacı eğitimini sürdürebilmek için anne babasının yardımına muhtaç olup, bu bağlamda mahkemece davacı lehine yardım nafakası takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir.'' (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi) diyerek reşit olmuş ancak öğrenim durumu devam eden çocuk açısında nafakanın verilmesi gerekliliğini ifade etmiştir.
Dava yoluyla istenen bu nafakada , nafaka isteyen tarafın kendi kusuru ile yoksulluğa düşmesinin bir önemi yoktur. Zira yardım nafakası sosyal yardımlaşmanın ve geleneklerin bir ürünüdür. Buna yönelik olarak Yargıtay ''Yardım nafakası aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı gibi, herhangi bir nedenle aile bağlarının zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir.'' diyerek yardım nafakasının kusurdan bağımsız olduğunu ortaya koymuştur.
Bir başka husus ise yardım nafakası borçlusu aleyhine nafaka hükmedilirken nafaka vermekle borçlu olan kişinin geçim sıkıntısına düşmemesi gerekir .'' Hükmedilecek yardım nafakası miktarı yalnızca sıkıntılı durumu önlemeye matuf olup, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK'nın 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.'' denilerek Yargıtay tarafından nafakaya hükmedilirken hakkaniyet ilkesinin de göz önünde tutulması gerektiğini ifade edilmiştir.
Burada yardım nafakası almak için gereken koşullardan biri de yardım nafakası davası mirasta sıra gözetilerek açılır.
Yardım nafakası davasında aranan en önemli şartlardan biri ise nafaka alacaklısının nafaka borçlusundan yardım alamadığı takdirde yoksulluğa düşecek olmasıdır. Bu yoksulluğa düşme ibaresini nafaka talep eden taraf yani davacı kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak yoksulluğa düşme olgusuna hakim karar verecektir.
Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücü ile orantılı olacak bir miktardır.
Yardım nafakası, nafaka , yükümlülerinin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.
Yardım nafakasını,nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.
Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Yardım nafakasına, hakim tarafından dava sonucunda, dava tarihinden işlemek üzere karar verilir.
Yardım nafakası kişiye bağlıdır. Dolayısı ile nafaka alacaklısı nafakadan doğan haklarını başkasına devredemez.
Nafaka davasında uygulanacak yargılama usuli ise diğer birçok davanın aksine basit yargılama usulüdür.
Sonuç olarak TMK 4. Maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve nafaka ile ilgili tüm diğer hükümler göz önüne alındığında yardım nafakası davasının açılması ve olumlu sonuçlanması için nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı bir nafakanın hükmedilmesi ve nafaka alacaklısının da nafaka almadığı takdirde yoksulluğa düşecek olması, nafaka borçlusu ile aralarında bir alt soy üst soy ilişkisi ya da kardeş olması 1) gerekmektedir. Tüm bu şartlar sağlandığında yardım nafakası davası açılabilecektir.
Elbistan'da avukat ihtiyacınız için hem bu konuda hem diğer konularda Elbistan Hukuk davaları için OKUR HUKUK Bürosu olarak her zaman yardımcı oluruz.
KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURLUNUN VERDİĞİ İDARİ PARA CEZASININ ANAYASA MAHKEMESİNCE İPTAL EDİLMESİ
Bilindiği üzere Kişisel ...
Nafaka, yardıma ihtiyaç duyan kişi tarafından maddi açıdan kendisinden daha iyi durumda olan ve kendisine karşı bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan ...
6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunun yürürlüğe girmesi ile açık rıza kavramı hayatımıza girmiş oldu. Açık rıza tanımı ...
Elbistan'da faaliyet gösteren OKUR HUKUK DANIŞMANLIK Bürosu, Avukat Fatma Okur tarafından kurulmuş olup, uzman ve genç kadrosu ile hizmet vermektedir. Hukuk ...
...
Günümüzde yaşadığımız her an her dakika farkında olmadan kişisel veri üretiyoruz. Ve bu kişisel verileri çeşitli sosyal mecralarda ve internet ...